Kesintisiz
2 saatlik uykunun kıymetini anne olunca anladım…
Bazen
tuvalete gitmenin bile lüks olduğunu da…
Arkadaşlarla
geçirilen dolu dolu zamanların kıymetini,
artık
planlara dahil edilen miniğin her türlü düzeni için strese girmenin iş
stresinden daha yoğun olduğunu, iş ilişkilerinde yaşadığım saçma gerilimlerin
gereksizliğini, aşırı hırslanıp da yapmak için gecemi gündüzüme kattığım
işlerin önemsizliğini de…Akşam oldu mu saat 10’da odama çekilip kitap okuyup
uykuya dalmanın ne büyük lüks olduğunu da… Şimdilerde “Allahım benim uykularımı
al, kuzuma ver” duasının gereksiz değil ne güzel bir dua olduğunu da… Geceleri
deliksiz uykunun “u” sunun dahi yanıma uğramadığı şu zamanlarımın beni nasıl da
değiştirdiğini anladım… Uykusuzluktan ölürüm herhalde diye düşündüğüm “az
uykulu gecelerimin” aslında hiç önemli olmadığını, sabah 5 buçukta uyanıp onu
emzirip kokusunu içime çekip işe gitmenin ne demek olduğunu da… Bu zamana kadar
gözü kapalı güvendiğim anneme dahi “ya bakamazsa” diye kaygılanmamın utancı
içersindeyim, bizim için kaygılanan annemin ne hisettiğini çok çok iyi anladım…
Şu günlerde Anne olunca anlarsın’ı dolu dolu deneyimliyorum.
Gözlerinin
içi güldüğünde içimde açan çiçeklerin hergün onun gülüşüyle ve yeni yeni
keşifleriyle beslendiğini anladım… Hangi besinin onun için daha faydalı
olacağı, beslenme ve uyku düzeni, oyun ihtiyaçları vs gibi onunla ilgili her
hususta yaptığım araştırmaları üniversite zamanlarımda yapmış olsaydım,
doktordum şuan…
Hafif ateşi çıktığında sanki o ateş hiç inmeyecekmiş gibi, kakasını yapamadığında sanki hiç yapamayacakmış gibi… Aşı olduğu zamanlarda duyduğu acının yansıması o ağlama sanki hiç dinmeyecekmiş gibi…
Öğrendim…
Ona değişik çorbalar hazırlamasını, evde yogurt yapmasını, hangi meyvede hangi
vitaminlerin olduğunu, peynir yapmasını, hangi ayda hangi gelişimleri
göstermesi gerektiğini, emanet etmenin ağır yükünü, “ayakları geri geri
gitmek”, “burnunun direği sızlamak”, “eli ayağına dolaşmak”, “etekleri zil
çalmak” deyimlerinin duygulara nasıl tercüman olduğunu da… Annemin gözlerimizin
içinden, oturup kalkmamızdan neyimizin olduğunu anlaması gibi, onun ağlama
tonlarından neyi olduğunu anlamayı da
öğrendim. Annemin biz yemek yemediğimiz zamanlarda hasta mı, canı birşeye mi
sıkkın, ne oldu, nesi var acabalarını şu an onun yemek yemeyi reddettiği
zamanlarda ben yaşıyorum.
Merak etmeyi dolu dolu yaşıyorum, ne yedi, ne içti, kakasını yaptı mı, uykusunu aldı mı? Benim için hayat İpekten Öncesi ve İpekten Sonrasıymış, benim için hayat onun karnının doyduğunu bilmekmiş, benim için hayat fedakarlık yapmakmış, benim için hayat onun bir gülümsemesine şahit olmakmış, babasıyla onu tek karede eğlenirken görmekmiş, benim için hayat koşulsuz karşılıksız sevmekmiş.
Merak etmeyi dolu dolu yaşıyorum, ne yedi, ne içti, kakasını yaptı mı, uykusunu aldı mı? Benim için hayat İpekten Öncesi ve İpekten Sonrasıymış, benim için hayat onun karnının doyduğunu bilmekmiş, benim için hayat fedakarlık yapmakmış, benim için hayat onun bir gülümsemesine şahit olmakmış, babasıyla onu tek karede eğlenirken görmekmiş, benim için hayat koşulsuz karşılıksız sevmekmiş.
Yaz
yaz bitirememekmiş… Düşün düşün yazamamakmış…Allah herkese “Anne Olunca
Anladım” demeyi nasip etsin…
Sevgiyle
kalın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder